
Her sabah onun sesiyle uyanırdım ,dualarla gönderirdi beni evden..Odamda oturduğum zaman 5 dk geçsin hemen yanına çağırırdı ; gel benimle otur diye ,yanlızlığı hiç sevmezdi çünkü....Ölümden korkardı hepimiz gibi o da ...Üşümekten de korkardı. Ağustos ayında bile dizlerine örttüğü battaniyesi hep yanında dururdu.
Onu çok sever ama çokta kavga ederdim onunla ve hep şunu derdi 'ölürsem çok üzülürsün' gülerdim çünkü sağlıklıydı 'aaa anneanne sen hepimizi devirir öyle gidersin ' derdim. Gerçi yine öyle oldu devirdi ,yıktı bizi öyle gitti cennetine.
Geride ne kaldı ? Pişmanlılar,yaşanamamışlıklar,hüzün,yaş... Tanrının en büyük cezası bu ; sevdiğimiz kişiyi bir daha göremeyeceğimiz gerçekliğini bilmemiz.Çok uzaklarda olur, yaşadığını bilirsin yeter ama bir daha asla görememek varya işte onun tarifi yok...
Şimdi içimde kocaman bir boşluk var ..korkular var..
Böyle acı günlerde hep sevdiklerimiz olur ya yanımızda en büyük güç .Sarılın onlara .Yanlız şunu söyleyenleri dikkate almayın 'Ağlama'... Ağla gözündeki yaş kuruyana kadar ağla, nefesin kesilene kadar ağla. Ağla çünkü o an yapabilecek başka bir şeyin yok,Git izle yüzünü, son kez öp, sarıl tabutuna ,söyle onu hep seveceğini ...
Shakespeare'den 'Öldüğünü duyduğum zaman aklıma asla yazılamayacak oyunlar gelmedi. Yüzünü bir daha görememek geldi.'
öyle işte... öptüm
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder